Sosyal Medyada Rakipleri Analiz Etmek



22 Nisan 2014 tarihinde Pelin Taşel tarafından yayınlandı.
Firmaların başarılı olabilmeleri için rakiplerini iyi analiz edip stratejilerini belirlemeleri gerekmektedir. Doğru ve yeterli bilgiye sahip olabilmek biraz çaba gerektirir. Satış Etkinliği, Dijital ve Sosyal Medya Pazarlama Etkinliği ve Pazarlama departmanlarında klasik rakip analizlerine şimdi bir de sosyal medyada rakiplerin analizleri eklendi. Sosyal medyada rakip analizi kaç firma yapabiliyor? Ya da şöyle soralım: kaç firma bunu dikkate alıyor?
Sosyal medya araçlarında rakiplerinizi incelerken şu temel verilere bakmak gerekmekte:
1.      Rakip sayfaların Fan Sayısı/ “Follower” sayısı
2.      Fan ve “Follower”’ların “engagement” sayısı
3.      Rakiplerin yayın sayısı ve gönderim sıklığı
4.      Yayınların içerikleri
5.      Hangi ve ne kadar içerik kaynak gösterilerek paylaşılıyor, ne kadarı kendi original içerikleri ve bu içerikler kullanıcılar tarafından ne kadar paylaşılmış
6.      Hangi platformları hangi tip içerikler için kullanıyorlar
7.      Kullanıcılar tarafından bu içeriklere yapılan yorumlar
8.      Forumlarda rakipler hakkında yapılan yorumlar
9.      Nerelere reklam veriyorlar, hangi tip reklamları daha çok veriyorlar
Kendi sosyal datanızı incelemek yanında rakipleri de inceleyip analiz etmek ve karşılaştırmak başarılı olabilmek için kaçınılmazdır. Bu konuda yardımcı olabilecek bazı araçları araştırdım:

·         Twitonomy

Twitonomy, bir Twitter analiz aracıdır. Twitter’da hem kendinizin hem de rakiplerinizin analizlerini yapmanızı sağlar. Aktivitelerinizi yönetebilir, izleyebilir ve optimize edebilirsiniz. Çeşitli grafikleri inceleyerek Twitter’ı daha iyi ve verimli kullanmanızı sağlayabilirsiniz. Hergün milyonlarca insan milyonlarca tweet atıyor. Pazarlama / satmayı düşündüğünüz ya da bilinirliğini artırmak istediğiniz bir ürününüz için böyle bir araç analizlerinizde fayda sağlayabilir. Örneğin:
-En çok “retweet” edilen kullanıcılar
-En çok cevaplanan kullanıcılar
-En çok “mention” edilenler
-En çok kullanılan #Hashtag’ler
bilgilerini hem kendi profiliniz için hem de rakiplerinizin profili için öğrenebilirsiniz. “Profil” kısmına rakibinizin Twitter adını girdiğinizde onun aktivitelerine ulaşıyorsunuz.
Aşağıda Social Media Today Twitter hesabı için verilmiş Twitonomy raporundan bir parça görebilirsiniz:




Buna benzer daha çok bilgi ve analize Twitonomy ile ulaşabilirsiniz.
Daha detaylı bilgi almak için Improve your Twitter Insights with Twitonomy’yi okuyabilirsiniz.

Twitonomy gibi Topsy ve Twitalyzer’ı da kullanabilirsiniz. Günlük “mentions” ve “engagement rate”’leri incelemeniz, hangi günlerde ve hangi paylaşımlarda rakiplerinizden daha iyi ya da kötü yaptığınızı görüp içerik ve strateji değiştirmenizi sağlayacaktır. Daha çok follower kazanmak için görseller ve #hashtag kullanmak gerekmektedir.
 

·         BuzzSumo


BuzzSumo, ile rakiplerinizin paylaşımlarının en çok hangi sosyal medya araçlarında paylaşıldığını sayısal verilerle görebilirsiniz. Aşağıdaki örnekte Social Media Today’in en çok Twitter’da paylaşıldığını ve Infografik ve listelerin içerik olarak en çok paylaşıldığını görebilirsiniz:




Ayrıca, yayınların haftanın hangi gününde ne kadar paylaşıldığını sosyal medya araçları bazlı görebilir, hangi yayını, ne zaman ve hangi sosyal medya aracını kullanarak yayınlamanın uygun olduğuna karar verebilirsiniz. Buna benzer daha detaylı analizler ve bilgiler edinebilirsiniz. Rakiplerinizin nerede ve niçin daha başarılı olduğunu görme şansınız olur ve belki daha farklı bir network’e yönelmenin daha uygun olabileceğini düşünebilirsiniz, başka içerik dili ve şekli kullanmaya karar verebilirsiniz, başka günlerde yayınlamaya karar verebilirsiniz.
 

·         Social Bakers / Optimal Social

Social Bakers ve OptimalSocial ile rakip marka va sayfalar hakkında birçok dataya ulaşabilirsiniz. Ücretsiz ve ücretli data analiz araçları bulunmakta. Aşağıdaki örnekte, Facebook’ta yayınlanmış bir konu/ürün hakkında yayın sayısı ve ortalama “engagement” (müşterilerin ürün/servis/firmalarla internette iletişime geçmesi) sayısı rakip ve firmanın kendi performansını karşılaştırmalı olarak vermektedir.

         Sonuç olarak, sosyal medyada aktivitelerinizi ölçümlerken rakiplerle karşılaştırmak ve duruma göre aksiyon alıp optimize etmek gerekmektedir. Burada sadece birkaç örnekten bahsettik. Analiz yaparken önerim sadece 1 ölçüm aracını değil, olabilecek çok sayıda ölçüm aracının verilerini incelemek ve karşılaştırmaktır. Dashboard’ler, karşılaştırmalı tablolar oluşturmak, rutin ve sık analiz yapmak fayda sağlayacaktır.

 

Increasing SEO in 2014 compared to 2013



15  April 2014, published by Pelin Tasel                
For search engine optimization (SEO) the link between social sharing and search rankings is more important in 2014. Including photos, videos, etc... %57 more important in 2014 than the last year. A page/content based approach to SEO is more important in 2014. Measuring rank across mobile devices such as tablets and smartphones is more important in 2014.
Read more in the source of the article:

Building a Brand Attracting Die-Hard Followers



10  April 2014, published by Pelin Tasel                
To create loyal followers for your brand, you should first know what is branding: “Branding is the process of forming memories, emotions and a relationship around your brand in the consumers’ brain. To create followers like those of “Harley Davidson” for example you can follow some strategies: brand your customers as they were a part of your tribe that you have created with the core idea of your brand, send your most active customers care packages to appreciate them, connect offline (by phone for ex.) with your customers, and personalize.
Read more in the source of the article:
How to Build a Brand ThatAttracts Die-Hard Followers

“Big Data”nın Analizlerde Kullanılması



27 Mart 2014 tarihinde Pelin Taşel tarafından yayınlandı.
Hepimiz internet kullanıyoruz. Ve “big data” oluşturuyoruz. Internette büyüyen bir genel bilgi kaynağı var: İnsanlar ne giyer, ne yer/içer, neden hoşlanır, hangi saatlerde neredeler, nereden alışveriş yaparlar, nerede çalışırlar, kaç yaşındalar, hangi kredi kartını kullanırlar, nereye seyahat ederler, vs...Bazı devlet kurumları ve Facebook, Google, Twitter gibi firmalar analizler sunmaktadır. Örneğin Google Analytics, Google Trends... Müşterilerini daha çok anlamaya çalışan firmalar bu datalardan faydalanmaktadır. Öyle ki, internete koyduğumuz resimlerimizi, ilgi alanlarımızı, nereye seyahat ettiğimizi, hobilerimizi, hangi resim ve videoları begendiğimizi ve izlediğimizi inceleseler, bize özel banner reklamlar koyup, tıklanma oranlarını ve satışlarını artırabilirler.
Firmanız müşterilerinizin satınalma alışkanlıklarını görmek, doğru stratejilere karar verebilmek, karlılığı artırabilmek için “big data”yı analiz etmeye hazır mı? Gerekli software ve “tool”’ları kurdu mu? Sistem artık değişti ve Analytics 3.0’dan bahsediliyor. Artık tradisyonel CRM sistemimizle Analytics 3.0’ı birleştirmemiz gerekiyor. Harvard Business Review Webinar’ında, Analytics endüstrisi öncülerinden Tom Davenport Analytics 3.0’ı anlatıyor; ana karakterilerinden ve firmaların yararlanabilmeleri için nasıl kullanabileceklerinden bahsediyor.



 
Bu kadar büyük volümlü dataları inceleyebilmek için firmalar yeterli teknik altyapıya sahip olmalı. Burada bahsedilen Hadoop, MapReduce gibi, “in-memory” ve “in-database” analytics gibi ve karmaşık  dataları harmanlayıp düzgün data halinde verebilecek bilgisayarlar gibi örnekler olabilir. Aslında internet kullanımının artmasıyla Analytics 2.0 ile big data gündeme gelmeye başladı. Artık tek server yetmiyordu. Hadoop ile parallel server’lar kullanılmaya başlandı. Karmaşık datalarla başa çıkabilmek için firmalar “NoSQL” diye bilinen yeni bir database çeşidi kullanmaya başladı. Hızlı bir şekilde karmaşık hesaplar yapabilmek için “in-memory” ve “in-database” analytics ortaya çıktı. Big data’nın daha zenginleşmesi ile Analytics 3.0 ortaya çıktı. Internette her hareket bir iz bırakıyor, data oluşturuyor. Artık sadece araştırma firmalarından data gelmiyor, internette dolaşan, alışveriş yapan, sayfanıza bakan, sayfanızı öven herkesten data geliyor. Firmanızın internette yaptığı her hareketinin artan bir dataya dönüştüğü bir ortamdayız. Artık bu datalara erişebiliyorsunuz ve müşteriler ve pazar için daha faydalı ürün/servisler yaratabilmek için bu dataları inceliyorsunuz.Big data kullanımıyla ilgili örnekler görmek için Big Data Applications ‘ı okumanızı öneririm.
Bunları analiz edebilmek için Analytics 3.0’da, tradisyonel database ile (data warehouse, business intelligence era), Hadoop, NoSQL database vs.., herşey birleşiyor. Hadoop bir ETL Tool (Extract-Transform-Load) değil, ETL proseslerinin işlevselliğini destekleyen, parallel çalışan bir platform. 
 
Big Data, kişiselleştirilmiş pazarlamaya büyük katkı sağlamaktadır. Big data kullanarak büyümenin nasıl sağlanabileceğine şöyle bir örnek verebiliriz: İlk iş olarak markanızın online ve offline müşterilerini birleştirin; 1 müşterinin tüm online ve offline aktivitelerine 1 “user identity” verin. SKU (offline ve online satınalma seviyesi), CRM, e-store aktivitesi, ve diğer tool’lar size müşterilerinizin ihtiyaçlarını anlamalarını ve onları daha iyi tanımanızı sağlayacaktır. İkinci adım olarak, kişiselleştirilmiş mesajlarınızı oluşturun ve yine kişiselleştirilmiş araçları kullanarak müşterilerinize ulaştırın. Big data’yı kullanarak müşterilerinizin ilgi alanlarını, huylarını, davranışlarını anladıktan sonra kişiye özel reklam araçlarınızı kullanarak onlara doğru mesajla, doğru zamanda, doğru araçları kullanarak ulaşabilirsiniz: Her bir müşteri için, kişiselleştirilmiş reklam/tanıtım/ilan...Aynı saate ilgi duyan 2 müşteriye, aynı saat için 2 ayrı reklamın gösterilmesi (lükse düşkün müşteriye tasarımı ön plana çıkartarak göstermek, kaliteye düşkün müşteriye saatin kalitesini ön plana çıkartarak göstermek). Big data sayesinde hangi müşteriye hangi aracı kullanarak ne zaman ulaşmanız gerektiğini de görürsünüz. Üçüncü adımı optimizasyon olarak adlandırabiliriz. Müşterinin geçmiş ve şu anki online ve offline hareketlerinin incelenmesi sonucu, o müşteriye en uygunun seçilmesi ve gelecekte bu şekilde tanıtımın/reklamın yapılması. Örneğin bir müşteri palto aldı. Bir sonraki adımda bu müşteriye tekrar palto reklamı göstermek yanlış olacak ve masrafı artıracaktır. Fakat paltosuna uyan bir aksesuar, eldiven vs.. gibi tamamlayıcı bir reklam gösterildiğinde, kişinin satınalma olasılığı daha fazladır. Böylece reklamınız optimize olmuş olur.
“Big data” firmaların karlılığını artırması için ajandalarına koymaları gereken bir konu. Şu bir gerçek ki, tradisyonel CRM artık yetersiz kalıyor. Diğer firmalarla rekabet edebilmek için daha çok dataya ulaşabilmek ve bu dataları iyi analiz edip, yönetim kararlarını almaya yardımcı veriler haline getirebilmek gerekli. Tabii bir de big data için bütçe ayırmak gerekli...

 

E-Commerce Marketing Trends for 2014



17  March 2014, published by Pelin Tasel             
E-Commerce has developed too much in the last 15 days. Many changes happened since then, particularly in the field of technology, most notably in the field of mobile, social networking, analytics, big data and personalization. Mobile shopping from smartphones and tablets and mobile advertising become more and more important. Wearable devices like Google Glasses, smart watches begin to enter the market in 2014. Ecommerce marketers will begin to create better and more targeted content, closely related to the product/service through guest blogging. They will try to create high-quality communities and blogs. They will enable better delivery to compete.
Read more in the source of the article:

Müşterilerin Karar Anını Yakalamak (Touchpoint)



10 Mart 2014 tarihinde Pelin Taşel tarafından yayınlandı.
Touchpoint” (Kontakt noktası, Moment of Truth) alışveriş öncesi,sırasında ve sonrasında müşterilerle marka/servislerin birbiriyle kontakt kurduğu ana denir.
Firma web siteleri, satış mümessilleri, call centers, kongre /sempozyumlarda açılan standlar touchpoint’ler için bir araçtır: Müşterilerimizin kim olduğunu, nereden geldiklerini, neyle ilgilendiklerini, bizimle nasıl iletişime geçtiklerini görmemizi sağlar. Touchpoint ise daha spesifiktir: firma web siteleri bir araçtır, web sitesinde müşteriyle yapılan chat touchpoint’tir. Müşteriyi yakalama noktası...
Kendimizi müşteri yerine koyalım. Bir konu hakkında bilgi almak istiyoruz. İnternette araştırırız (Anlamlı bir touchpoint için arama motorları, SEO-gelecek yazılarımda bahsedeceğim, SEM, sitemiz ve mobil düşünmemiz gereken faktörler). X firmasının ürününü almaya karar verdik. (Neden bu firma? Daha mı güvenilir? Fiyatları daha mı ucuz? Ürünleri daha mı kaliteli? Ürün görselleri daha güzel ve açıklamalı mı?). İletişim için online chat’i kullanıyoruz. Alışverişe başlıyoruz (Sitede açılan pencereler user-friendly mi?). Bir problem oluştu ve müşteri servisini arıyoruz (Nereden? Online mı? Nasıl? Yoksa telefon numarasından mı? Telefona çıkan kişi ihtiyacımıza cevap verebildi mi? Problemi çözmek ne kadar sürdü? Başka yerleri aramak gerekti mi?) Satın almaktan vazgeçtik (Bunu nasıl engelleyebiliriz?). Parantez içinde yazdığım tüm bu sorular anlamlı touchpoint’ler yaratabilmek için düşünmemiz gereken faktörlerdir. Müşterilerin karar verme proseslerini iyi araştırmış olmak gerekir. Ayrıca müşterilerinizin “buyer persona”larını oluşturmuş olmamız gerekir.
Müşteri satınalma davranışlarını incelediğimizde aslında 3 temel var:
1-      Müşteri ihtiyacı olduğunun farkına varıyor:
Müşteri ihtiyacı olunca satın almaya niyetlenir. Havalar soğumadan kazak almaya gitmeyiz. Müşteriye havaların soğuyacağını ve en uygun kazağı sattığınızı gösterdiğinizde müşteriyi gelecek ihtiyaçtan haberdar etmiş olursunuz. Yani müşteriyi ihtiyacı olduğunun ya da olacağının farkına vardırtıp, çözümün sizde olduğunu gösteriyorsunuz.
 
2-      Müşteri araştırıyor ve rakiplerle karşılaştırıyor:
Müşteri ihtiyacı olduğunun farkına vardıktan sonra araştırmaya başlar: kalitesini, fiyatını, rengini, biçimini, değişik kanallardan rakiplerle karşılaştırır. Müşterilerin sizi de bu listelerine eklemeleri için pazarda görünür olmalısınız: internet, billboard reklamları, call center, otobüs üzerindeki reklamlar vs...Müşterilerle yapacağınız tüm etkili ve ihtiyaç karşılayan, çözüm sunan kontakt, alışveriş öncesi onları kazanmanızı sağlayacaktır.
 
3-      Müşteri kendisi için en uygununu bulup satın almaya karar veriyor:
Pazarlama planınız ve stratejilerinize göre doğru müşteri sizin için önemlidir. Sizden alma olasılığı yüksek müşterileri ROI açısından yakalayabilmelisiniz. Bir AVM içinde bir dükkansınız diyelim. Bu AVM içinde ve çevresindeki müşterilere Iphone’dan ürün tanıtım reklamınız gittiğinde mi ROI daha yüksektir, yoksa tüm şehirdeki insanlara gittiğinde mi?
Bir andan diğer ana müşterilerin tecrübelerini analiz ettiğinizde bir sürü touchpoint ile karşılaşırsınız. Her firmanın kendine ait farklı müşteri touchpointleri vardır ve bunlar müşterilerin aşamalardaki tecrübelerini şekillendirir. Bu touchpointleri belirledikten sonra, analiz edebilmek için nasıl “değer” verebileceğimizi iyi tartışmamız gerekir. Her noktada touchpoint’lerin farklı değerleri vardır (Touchpoint value). Örneğin ben müşteri olarak bir markette taze ürünlere baktığımda, ürünün tazeliği benim için değerdir, kasada ise hız ve doğru hesap benim için değerdir. Müşterilerimizin bu değerlerini bizim iyi ve doğru planlamamız gerekir. Bunlara karar verdikten sonra hangi aksiyonların bu değerleri artırıp azaltacağını belirlemeliyiz. Sonuç olarak yapmaya çalıştığımız şu: her müşteriyle kontakt aşamalarında değerleri bilirseniz ve bu değerleri artırıcı faktörleri sunarsanız, müşterinin tecrübelerini olumlu olarak şekillendirmiş olur ve kazanırsınız.
Müşteri tecrübelerini analiz ederek bu değerleri bulabilmek için izleyebileceğimiz yol:
·         Etki: Hangi touchpoint’ler müşteri sadakatini sağlıyor ya da bozuyor?
·         Kalite: Her touchpoint tecrübesinde müşteri memnuniyeti ne ölçüdedir? Sağlanan tecrübenin rakiplerle karşılaştırılması.
·         “Reach” ve “Frequency”: Her touchpoint ile kaç müşteri kontakt kuruyor? Ne kadar sıklıkta?
·         Maliyet: Bir touchpoint sağlamanın maliyeti ne kadar? Değişik kanallarda bu maliyet nasıl değişiyor?
İlk 2 madde kalitatif ve kantitatif pazar araştırmaları ile görülebilir. Diğer 2 madde ise firmalarımızın database’i ya da sistemleri tarafından bize sağlanır.
            Bu değerleri analiz ettikten sonra müşteri tecrübeleri aşamalarında nerelerde iyileştirme yapabileceğimize bakarız. Örneğin: Verdiğimiz servislerin etkinliğini ve verimliliğini artıracak çözümler bulmak, müşterilerin bize ulaşmak istediği alternatif kanalları kullanmak (mobile, twitter vs.. ) gibi...
            Satışlarımızı artırmak istiyorsak müşterilerimiz için detaylı çalışıp, onların adeta davranış kartlarını çıkartmamız gerekiyor. Touchpoint’leri oluşturup, değerlerini belirleyip, iyi analiz yapmak ve iyileştirici aksiyonlarımızı almamız ve bu döngüyü rutin olarak devam ettirmemiz gerekiyor.

Webrazzi'den Yeni E-Ticaret Raporu



5 Mart 2014 tarihinde Pelin Taşel tarafından yayınlandı.

Webrazzi yeni e-ticaret raporu yayınladı.
Aşağıdaki linkten rapor kaynağına ulaşabilirsiniz:


The Future of Local Search: MOBILE


28  February 2014, published by Pelin Tasel   
      
Americans spend more than 40 hours every month surfing the web, watching videos or using apps. The smartphone penetration and the mobile use is important and is increasing due to the expensive use of local search. Local search via smartphones outnumber local search on desktop devices. Digital content for mobile users can be optimized with adjustments in strategy (mobile keyword strategy), design and content.

Read more in the source of the article:
Mobile:The Future of Local Search

Markamı Nasıl Konuşulur Hale Getiririm?



19  Şubat 2014 tarihinde Pelin Taşel tarafından yayınlandı.
Biz konuşmayı seviyoruz. Ama genelde sevdiğimiz konular moda, giyim, yemek ve teknoloji oluyor. İsimden çok görsele ve işleve, ya da ilgi çekici bir başlığa odaklanıyoruz. Diğerlerini sıkıldığımız ya da vaktimiz kısıtlı olduğu için okumuyoruz. Bu yüzden marka/içerik hakkında konuşulmasını sağlamak markaları/içerikleri pazarlayanlara düşüyor.
Markanın bilinirliğini artırmak için içerik pazarlamasının önemli bir etkisi olduğunu belirtmiş ve içeriğinizin viral olmasını sağlamanız gerektiğini söylemiştim. Viral Pazarlama nedir? Viral Pazarlama, marka bilinirliğini ya da diğer pazarlama amaçlarını (örnek ürün satışını artırmak) gerçekleştirmek için sosyal network ağları veya teknolojiyi kullanarak o marka/servis hakkında konuşan insanlar topluluğu yaratmaktır. 2 şekilde oluşturulur: Ağızdan ağıza pazarlama ile (Word-of-Mouth-Marketing) ve/veya internet / mobil ağlar kullanarak network oluştururarak.
Peki ben markamı nasıl konuşulur hale getirebilirim? İçeriğimi nasıl konuşulur hale getirebilirim? İnsanların okuduktan sonra paylaşmalarını sağlayan nedir?

·         Forum sitelerine yazın:

Hedef kitlenizin bulunduğu forum sitelerinde içeriğiniz hakkında yazın. Hatta içeriğiniz hakkında ilginç sorular sorarak insanların düşünmesini ve hakkında konuşmasını sağlayın.

·         İçeriğiniz /markanız hakkında ilginç videolar oluşturun:

İnsanlar videoları daha severek izler. Özellikle interaktif olarak tasarlanmış ya da  oyunlaştırılmış videolar daha çok insan çeker. Videolara küçük hediyeler de koyarak ve ilginç videolar hazırlayarak viral hale dönüştürebilirsiniz. Çok konuşulan ve paylaşılan video örnekleri görmek için linke tıklayınız: http://mashable.com/2013/05/15/viral-video-factors/

·         İçeriğiniz etik, duygusal ve mantıklı olmalı:

Etik, duygusal ve mantıklı içerikler daha fazla paylaşılır. Facebook ve Twitter’da en çok paylaştığınız içerikleri düşünün...

J.Berger; Pennsylvania Üniversitesi Wharton School’da Pazarlama Profesörü, ve K.Milkman içerik paylaşımı konusunda bir çalışma yapıyorlar. En çok paylaşılan içeriklerin farklılıklarını zamanlama, kişi sayısı, demografi, yazıların uzunluğu ve karmaşıklığı vs.. gibi kriterleri dikkate alarak araştırıyorlar. Sonunda 2 ana özelliğin yazı paylaşımına etki ettiğini görüyorlar: 1-Verilen mesajın ne kadar pozitif olduğu 2-Okuyucuyu ne kadar heyecanlandırdığı. Duygusal içerikler, duygu içermeyenlerden daha fazla paylaşılıyor. Mutluluk veren içerikler, üzüntü/sıkıntı veren içeriklerden daha fazla paylaşılıyor.

Paylaşımda duyguların nasıl oluştuğu da önemli. Bir yazı okuyucuda ani ve şiddetli sinir ya da endişeye neden oluyorsa (kansere neden olan yeni bir faktör gibi...), bu yazı da büyük oranda paylaşılıyor.

2013 Aralık ayında Facebook’ta hangi web sitelerinin daha çok paylaşıldığını görmek için The Biggest Facebook Publishers ofDecember 2013 yazısını okuyabilirsiniz.

Konu hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdaki yazıyı okumanızı öneririm:


·         Faydalı içerikler hazırlayın

İçerikleriniz insanların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde olmalıdır. Bunun için hedef kitlenizi çok iyi tanıyor ve incelemiş olmalısınız. Ayrıca insanlara kendilerini özel hissettirecek içerikler hazırlayın. Linkedin örneğin arada sırada kullanıcılarına bazı mesajlar yollar: “Kutlarız! Profilinize bu hafta 25 kişi bakmış”, yazı yayınladıysanız: “Güzel: Paylaşımlarınız gitgide artıyor, devam edin” gibi mesajlar...Bunlar insanların kendilerini bir gruba ait ya da kendilerini özel hissetmelerini sağlar. Bu durum daha çok paylaşımı tetikler.

·         Trend konuları/keywords’leri kullanın

Viral olmuş konuları, halkın çok konuşmaya başladığı konuları kullanarak pazarlama stratejilerinizi, videolarınızı vs... oluşturabilirsiniz. Örneğin Curiosity uzay aracı Mars’ın taşlı yüzeyine indiğinde herkes bu konu hakkında konuşmaya, videoları paylaşmaya başladı. Bundan hangi marka faydalandı dersiniz? Mars çikolata... Uzay aracının Mars’a inmesi trend olduğu an, Mars çikolata satışları hızla artmaya başladı. 

Sonuç olarak, içeriğimizin viral olmasını istiyorsak, içeriğimizi oluştururken halkı ne etkiler diye oturup bir müddet düşünmek gerekiyor ve iyi plan yapmak gerekiyor.

Son zamanlarda siz çevrenizle en çok hangi marka/içerik hakkında konuştunuz? Peki neden?

A Guide About Getting Your Content to Go Viral



12  February 2014, published by Pelin Tasel         
We try to have a successful content marketing. One big effect comes, if our content go viral. We can create a viral content if our content is emotional, if it contains useful material, if it contains video, slides, infographics, images, if it shows an “unknown”, if it is unique and if it shows your personel voice. For the success of viral content, we measure impressions x conversion rate x shares per viewer. Types of viral content are guerilla tactics, growth hacking, movies, viral series, interactive content, viral articles and viral videos.

Read more in the source of the article:
GettingYour Content to Go Viral: The Complete Guide
by WilliamComcowich

Site Trafiğini Artırmak için İçerik Pazarlaması (Content Marketing)



11 Şubat 2014 tarihinde Pelin Taşel tarafından yayınlandı.

Bir önceki yazımda MarkanınGörünürlük ve Bilinirliğini Artırmaktan bahsetmiş ve SEO ile içerik pazarlamasının site trafiğinizi artırmada önemli rolü olduğunu belirtmiştim.
İyi bir içerik neden site trafiğini artırır? Ya da soruyu başka türlü soralım: Site trafiğini artırmak için iyi bir içerik planlamasını nasıl yapmalıyım?

1-      İçeriğinizi okuyacak hedef müşterinizi iyi belirleyin.


Markanızın müşteri portföyü vardır. Hem bu müşterileri korumak gerekir, hem de sayısını artırmak gerekir, yani müşteri kazanmak gerekir. Mevcut müşterilerinizi zaten tanıyorsunuz, ama hangi forumlarda yazdıklarını, hangi web sitelerini beğendiklerini, rutin izlediklerini bilmek lazım. Yeni müşterilerinizi tanımak için de sosyal medyada ve sosyalCRM müşteri havuzunuzda iyice bir araştırma yapmak lazım: Nerede yaşarlar? Neleri izlemekten hoşlanırlar? Ne kadar sıklıkta online olurlar? Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçlarını ne sıklıkta kullanırlar? Değer verdikleri nelerdir? Karar verirken neleri dikkate alırlar, hangi web sitelerine bakarlar? Vs.. gibi soruların cevaplarını bilmelisiniz ki içeriğinizi ona göre hazırlayabilin. Ya da hazırladığınız içeriği çeşitlendirip segmente ettiğiniz müşterilere göre içerikleri yayınlayın.
Müşterileriler sizin firmanızla ya da ürününüzle ilgilenmiyorlar, onlar ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyorlar. Onların ihtiyaçlarını karşılayan içeriği sunduğunuz takdirde site trafiğiniz artacaktır.  Tony Zambito, buyer persona (detaylı okumanızı öneririm) terimini yaratmış:

“..Buyer personas are research-based archetypal (modeled) representations of who buyers are, what they are trying to accomplish, what goals drive their behaviour, how they think, how they buy, and why they make buying decisions (Today, I now include where they buys well as when buyers decide to buy)..”

Buyer personas oluştururken sormanız ve cevaplamanız gereken sorular için Hubspot size yardımcı oluyor: questions you need to ask yourself when developing buyer personas 

2-      “Buyer Personas” oluşturduktan sonra Mapping yapmalısınız:

    
    Müşterilerin satınalma davranışlarına, ilgilerine göre içerik yaratmalısınız. İçeriğinizi kişiselleştirin, kişiye özel yapın.  

3-      İçeriği geliştirin, WOMM yaratın, Keywords oluşturun.


Kime ne söyleyeceğinize karar verdikten sonra içeriğinizi geliştirmeniz lazım. İnsanların genelde hoşlandığı, kolay izlediği, okuduğu içerikler oluşturun. Örneğin videolar her zaman interaktif kalınmasını sağlar ve trafik çekmek için çok etkilidir. İçeriğiniz viral pazarlamaya olanak sağlasın. WOMM (Word-of-Mouth-Marketing; Viral Pazarlama-Ağızdan Ağıza Pazarlama) günümüzde marka bilinirliği için ve içerik pazarlamasının ROI’sini artırmak için büyük önem taşımaktadır.

Mutlu insan konuşur, mutsuz ve öfkeli insan da konuşur, hatta daha fazla konuşur. İçeriğinizde doğal olun, tavsiye ve sohbet oluşturun. Ürün ve hizmetleriniz hakkında forum sitelerinde gündem oluşturmaya çalışın. Hedef kitlenin sitenize gitmesini sağlayın, ürünlerinizi denemesini ve ürünlerinizi/sitenizi başkalarına önerecek kadar olumlu etkinin oluşmasını sağlayın (Gelecek yazılarımda bahsedeceğim). Başkalarının sizin hakkınızda konuşması sitenize daha çok trafik çekecektir. Bunu da etkili içeriğinizle sağlayabilirsiniz.

Bir diğer yöntem olarak arama motorlarında (Google, Yahoo, Bing gibi...) üst sıralarda çıkmanızı sağlayacak (SEO) keywords’ları içeriğinizde kullanın. Google Trends ya da Google Keyword Tools, keywords seçiminizde, içeriğinizde kullanacağınız keywords’lerde size yardımcı olacaktır. Arama motorlarında üst sıralara çıkmanız, sitenize trafiği artırarak, içeriğinizi daha çok kişinin görmesini sağlayacaktır.

4-      İçeriğinizi yayın.


İçeriğinizden mevcut ve yeni oluşacak müşterilerinizin haberdar olabilmesi için içeriğinizi mümkün olduğu kadar yaymaya çalışın. Sosyal medya araçları ve teknolojiyi kullanın. İçeriğinizin çevresinde paylaşım butonlarını ve yorum alanlarını muhakkak oluşturun. İçerik pazarlaması içeriği oluşturmak, iletişimin bir parçası olmak ve güvenilir bir kaynak haline getirmektir.

5-      Leads oluşturun.


Pazarlama ve satış departmanları bilirler; Ana Fikir Liderleri (Key Opinion Leader)’ler marka bilinirliğinin artırılmasında yardımcı olurlar. Sosyal medyada da “Leads”ler vardır. İçeriğinizi yaydığınız kanallarda, rutin olarak sitenizi ziyaret eden, içeriğinizi paylaşan, yorum yapan, başka insanların sorularını cevaplayarak sizi destekleyen marka savunucularınızı bulun va ödüllendirin. Sadakat sağlayın ve daha çok iletişime geçmelerini sağlayın. Bazı dataları görmek için “content marketing efforts are becoming more focused on lead generations” yazısını okuyabilirsiniz.
Bütün bunlar yetmiyor tabiiki, içeriğinizin performansını görmek ve düzeltmek için sürekli ölçüm ve analizleri de incelemeniz gerekmektedir.

 

Markanın Görünürlük (Visibility) ve Bilinirliğini(Awareness) Artırmak



3 Şubat 2014 tarihinde Pelin Taşel tarafından yayınlandı.
           Görünürlük ve bilinirlik birbirini tamamlayan kelimelerdir. İlk önce görünür olacaksınız ki ürünüzle veya hizmetinizle ilgili farkındalık/bilinirlik yaratılsın. Bilinirlik  görme, algılama, hissetme, obje, aktivite, ve hissi etkilerin bilincine varmaktır. Marka bilinirliği ise bir markanın müşteriler tarafından tanınmasıdır. Görünürlük ve bilinirliği artırmak için sosyal medya kaçınılmazdır.
Sosyal medyada milyonlarca bilgi, makale, ürün reklamı vs.. var. Bunların arasından ayrışıp, dikkat çekebilmek gerekir ki, görünürlük ve sonra da farkındalık artırılabilsin. Bunun için büyük katkısı olacak birkaç madde üzerinde durmak istiyorum:

Web Sitenizin Trafiğini Artırın:

2012’de Fleishman-Hillard tarafından yapılan bir araştırmaya göre tüketicilerin %89’u satın almadan önce Google, Bing gibi arama motorlarından search yapıyorlar. Tüketicilerin %79’u ise markayı “Like” ya da “Follow” ederek firma ve hizmetleri hakkında rutin bilgi almaya çalışıyor. Türkiye’de ise halkın %59’u online ve internet kullananların %99’u satın almak için online araştırma yapıyor (Kaynak:IAB Mediascope Europe 2012). Amacınız, tüketiciler arama motorlarında search yaptıklarında sizin sayfanızı bulup, sitenizi ziyaret etmelerini sağlamak olmalıdır. (Bunun için SEO ve içerik pazarlaması – content marketing önem taşımaktadır, gelecek yazılarımda bahsedeceğim). Çünkü, tüketicilerin ihtiyaçlarına ve sorularına sizin web sayfanız cevap verebiliyor ve onların ihtiyacını karşılayabiliyorsa, almaya karar verdiklerinde sizden alma ihtimallerini artırmış olursunuz.

           Web Sitenizin İçine Blog Ekleyin:

Marka veya servisinizin görünür olup bilinirliğini artırmak istiyorsanız tüketicilerle interaktif olmalısınız. Kurumsal Web siteleri genelde daha profesyonel, belirli bir çerçeve içinde tasarlanır. Blog’lar daha kişisel ve fikirlerin paylaşımına daha olanak sağlayan sayfalardır. Web sitenizin içine tüketicilerin kendilerinden bir parça bulabilecekleri, markanızla ilgili merak ve ilgi uyandırabilecek, ve üzerinde tüketicilerle karşılıklı paylaşımda bulunabilinecek bölümlerden oluşan blog koyabilirsiniz. Bu aynı zamanda web sitenizin trafiğini de artıracaktır. Neden mi? Blogunuz, “inbound-link” (başka sitelerden size verilen link) ve “indexed pages” (Google, Yahoo, Bing gibi arama motorları tarafından hesaplanan sitenizdeki sayfa sayısı) rakamlarında artış sağlayacaktır. Arama motorlarında sıralama yaparken bu metrikler kullanılmaktadır.

Ağızdan Ağıza Pazarlama (Word-of-Mouth Marketing):

2012’de Fleishman-Hillard tarafından yapılan araştırmaya göre ilaç ve sağlık hizmetlerini almadan önce tüketicilerin %75’i internetteki bilgiye güveniyor. Türk internet kullanıcılarının %60’ı internetin daha iyi ürün/servis seçmelerine yardımcı olduğunu belirtiyor (Kaynak: Mediascope Europe 2012). Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçlarını kullanıp  “buzz” (tüketicilerin ürün hakkında, pazarlama mesajını vs.. konuşmak üzere sosyal network’de bir araya gelmesi) yaratabilirsiniz. Pozitif buzz, viral pazarlamanın hedeflerinden biridir. Buralardaki tüketici forumlarında alınan ürünlerden, önerilen ürünlere, beğenilen, beğenilmeyen her fikir paylaşılıyor. Bir tüketici aldığı ürün hakkında konuştuğu zaman aslında sizin yerinize markanızın bilinirliği için çalışmış oluyor. Örneğin bir Facebook Grup kurup, sorular sorup fikirler paylaşabilirsiniz. Trafiği çok yüksek olan bir blogger’a ürününüzü test ettirip, hakkında yazı yazmasını sağlayabilirsiniz. Sektörlere göre Twitter kullanarak bilinirliği artırmaya yönelik örnekler bu web sitesinden görebilirsiniz: https://business.twitter.com/success-stories/goal/increase-brand-awareness

Sponsor Olun:

Sosyal aktivitelere ve/veya trafiği yüksek web sayfalarına sponsor olun. Isminiz ya da logonuzun potansiyel hedef müşterilerinizin önünde gözükmesi bilinirliğin artmasını sağlayacaktır.

Tüm Pazarlama Aktivitelerinde Aynı Resim/Logoyu Kullanın:

Blogunuzda, e-imzanızda, banner’larda, diğer tüm reklamlarda, web sitenizde, instagramda, pinterestte, facebook sayfanızda ve olabilecek tüm sosyal medya araçlarınızda aynı resim ve logoyu kullanın. Bu daha kolay hatırlanmanızı sağlayacaktır.

Sürekli Analiz Yapın ve Cheklistinizi Güncelleyin:

Sosyal dinleme (buzz monitoring) araçları ile, konuşma hacmi, konuşmalardan alınan pay (SOV), sosyal medyada konuşulan konular, nerede ne konuşuluyor bilgisini ölçebilirsiniz. Bunun dışında web sitenizin toplam “like”, “share”, “tweet” ve “retweet” sayılarına bakabilirsiniz. Site trafiğiniz için visits, unique visits, pageviews, bounce rate, %new visits, conversion rate, hangi sayfanın/yazının ne kadar ziyaret edildiği.....gibi analizler sitenizde yapacağınız değişikliklerle trafiğinizi ve görünürlük/bilinirliğinizi artırmanızı sağlayacak analizlerdir.

Bu yazıyı okurken, sizin de aklınıza daha birçok fikir geliyordur. Önemli olan bir checklist yapmak ve bütçenize göre birbir gerçekleştirmeye çalışmaktır.

 

11 Social Media Marketing Predictions to Watch for 2014



28 January 2014, published by Pelin Tasel
There are lots of social media articles, and similar predictions, examples, and ideas. A good article showing 2014 predictions looking past trends and predicting future social media marketing “differentiation”. Increasing advertising and sponsorship, employee advocacy, more useful contents, fusion marketing, increasing interaction and building relationships, word-of-mouth marketing, building your own network, more interacting videos...

Read more in the source of the article:
http://www.socialmediaexaminer.com/social-media-predictions-2014/
by Cindy King

10 Things Customer-Obsessed Companies Do Differently



27 January 2014, published by Pelin Tasel
Customer satisfaction is important for each company. The companies that are “customer-obsessed” are seeing positive results and increase their profit. So what do customer-obsessed companies do differently?

You can read more in the source of the article:
http://www.business2community.com/customer-experience/10-things-customer-obsessed-companies-differently-0748012#!tqHkO

by Tricia Morris